fikret yilmazCama Can Katan Tarih

Camın Mısırlılar ve Finikeliler tarafından İ.Ö. 2’nci yüzyılda ilk kez üretildiği rivayetinin yanı sıra, İ.Ö. 3’üncü yüzyılda yapıldığına inanılan ilk cam örnekleri Mezopotamya’da bulunmuştur. Camın ilk olarak nasıl üretildiğine dair hiçbir kanıt olmamasına rağmen, Romalı bir tarihçi olan Pliny, camı ilk bulanların Finikeli denizciler olduğuna işaret eder.

Hikâyeye göre; denizciler, Suriye’nin Prolemais bölgesindeki sahilde bir kamp kurdular ve ateş yakarak kaplarını, aynı zamanda yükleri olan, soda blokları üzerine koydular. Ertesi gün uyandıklarında, ateşin sıcaklığından dolayı kum ve sodanın camı oluşturduğunu gördüler. Pliny’nin bu anekdotu belirsiz olabilir. Fakat cam üretimi için gerekli olan doğru formülü içermektedir. Kum, cam üretiminde en önemli maddedir. Kaynama noktasını düşürmek için soda eklenir, sertleşmesi ve uzun ömürlü olması için üçüncü olarak kireç eklenir.

Doğu Akdeniz bölgesindeki ilk cam bulgularına, Türkiye’nin güneybatı kasabası olan Kaş yakınlarında, İ.Ö. 2000 yılı civarında batmış bir ticaret gemisinin kargo bölümünde rastlanmıştır. Bu batıktaki yükte, kalıplara dökülen erimiş camdan yapılmış mavi cam külçeleri bulunmuştur.

Mezopotamya’da üretilen cam nesnelerle birlikte, cam yapma teknikleri Akdeniz’in diğer bölgelerine de yayılmıştır. Önceleri cam bloklar kullanılmış ve oyularak şekil verilmiştir.

Mısır’ın İskenderiye şehri, 7’nci yüzyıldan itibaren cam yapım merkezi olmuş ve cam üfleme teknikleri bu dönemde bulunmuştur. Bu teknik, İtalyan atölyelerinde ilk olarak Cumae, Literium ve Pozzuoli’de ve daha sonra da Roma’da daha değişik şekillerle kullanılmıştır.

Bizans döneminde, cam ağırlıklı olarak binalarda kullanılmıştır ve bu döneme ait örnekler günümüzde bulunmaktadır.

Türkiye’de cam yapma sanatı Selçuklularla beraber başlamış ve İstanbul’un keşfini takiben gelişmiştir. İstanbul ve çevresinde birçok cam atölyesi kurulmuştur. 14’üncü yüzyılın başlarında Çubuklu yakınlarında kurulan Kristal Cam imalathanesinde Çeşm-i Bülbül adı verilen bir cam çeşidi yapılmaya başlanmıştır. Türkiye’de çağdaş anlamda ilk cam fabrikası, 1934 yılında Paşabahçe’de kurularak yaptığı atılımlarla kendi sürekli yenilemiştir.

Dünyada camın hızla liberalleşen dünya ticaretinde rekabet gücünü artırması, mevcut veya yeni teknolojilerin verimli kullanılmasıyla mümkün olacaktır.  Katma değeri yüksek bir ürün olarak üretilmesi, üretim maliyetlerinin düşürülmesi ve etkin bir pazarlamanın yapılmasıyla sağlanacaktır. Bu alanlarda farklılık yaratanlar, faaliyetlerini geliştirme ve ayakta kalabilme imkânlarına da sahip olacaklardır.

Aydınlık, şeffaf günlerinizin sağlık ve huzur içinde geçmesini diler, tüm okurlarımıza saygılar sunarım.

“Zemheri de gelir geçer, bahar da gelir sağ olana, insanın yüreği soğur da içi üşürse kaç yaz geçse de bir türlü ısınmaz. Rabbim gönül kışı vermesin”

fikret yılmaz 1

Powered by OrdaSoft!