Cephe Testlerinde Hava Geçirgenlik

Bina tasarımlarında giydirme cephe sistemlerinin hafifliği, montaj kolaylığı ile fiziksel koşullara karşı iyi performans sergileyeceği kabul edilir. Binanın cephesi bir bütün olarak değerlendirilmekte ve kullanım süresince aynı performansı sergilenmesi beklenmektedir. Bir sistemden beklenen detay çözümleri, diğer malzemelerle birleşimleri, ana taşıyıcı sistemle uyumlu olması en önemli kıstastır.

Bir binanın fiziksel koşullara karşı tepkilerinin değerlendirilmesinde tecrübeler dile, normlar belirlenmiş parametrelere kullanılabilir. Bu veriler, standart, basit, en temel diyebileceğimiz bina tasarımları dikkate alınarak hazırlanmıştır. Ancak, amorf ve değişkenliklerle dolu bina tasarımlarında bu veriler ne kadar gerçeği yansıtır?

Küçük bir binada havanın kontrolünü düşünebilir yaşanmışlıklarla yorumlayabiliriz. Bunu 150 metre yükseklikteki bir binada yorumlamak istediğimizde, bu veriler yeterli kalır mı? Böyle yapılarda sisteme hava geçirgenlik testi yapılmalıdır.

Hava geçişinin belirlenmesi, binaya ait enerji kullanımı ve ısıl konforu hakkında bilgi vermektedir. Çağımızın sorunu enerji üretimi ve kullanımı çığ gibi büyümektedir. Bunun için yeni enerji kaynakları ve tabi ki kullanımda tasarruf yöntemleri aranmaktadır.

Sistemin içeresindeki hava kaçakları aynı zamanda enerji kayıplarını doğuracaktır. Sadece enerji değil, hava hareket sebebiyle ses yalıtım zafiyetleri de oluşturabilir. Bu zafiyete verebileceğimiz en güzel örnek, ıslık öttüren doğramalardır.

Çubuk giydirme cephe sistemi; hava sızdırmaz, sürekli profillerin devamlılığı esasıyla tasarlanmaktadır. Panel sistemde ise yarım profiller kullanılmaktadır. Bu sebeple panel aralarında hava bariyerleri desteklenmesi gerekmektedir.  Panel sistem birleşimlerindeki fitil, su ve hava sızdırmazlığını sağlama görevini üstlenmektedir. Cephe yüzeyine gelen yağmur ve rüzgâr etkisiyle yaratacağı basınçla fitillerden içeriye geçmeye çalışacaktır. Bu varsayımın neden- sonuç ilişkisi kurularak çözüm üretilmesinde, testlerin önemi büyüktür.

Hava geçirimsizlik değerinin hesabında, bölgenin yağış ve rüzgâr etkisi önem kazanmaktadır. Ülkeler bazında normlara baktığımızda;

  • Amerika’da 75 pascal basınçta 0,3 lt/s.m2,
  • Kanada’da ise bu oran 75 pascal basınçta 0,1 lt/s.m2’dir.
  • Türkiye’de istenen, bitmiş binanın bütününde hava sızma oranının 10 m3 /saat/m2 ’den az olmasıdır.

Ülkemizde yapılan hava geçirgenlik testinde farklı bir bildirim olmadığı sürece CWCT’nin basınç tablosu kullanılmaktadır.

Binaya gelen rüzgâr ya da sismik etkilere karşı, binanın davranışları cephenin de davranışlarıdır.  Binanın davranışları ile uyumlu olup olmadığını bulunduğu bölgeye göre rüzgar ve sismik testleri yapılması, binanın yaşamdaki yerini belirlemesi için önemlidir. Bunun için de binanın bulunduğu iklim koşullarına göre diğer testlerin yapılması genel tablo dışında binaya özgü sonuçlar elde edilmesi performansını artıracaktır. Gelecek sayımızda sismik testlerden bahsetmeyi planlıyoruz. Sorularınız ve merak ettikleriniz için dergimize yazabilirsiniz.

karakalem 1

Powered by OrdaSoft!