ihracat2 w104x2024 İhracat Yılı Mı Olacak?

OECD’nin Türkiye ekonomisi için yaptığı tahminlere göre, 2024’te %2,9 ve 2025’te %3,2 büyüme bekleniyor. Bu, 2023’teki %4,5’lik tahmini büyüme oranına göre daha düşük bir hızı işaret ediyor.

Sıkılaşan para politikaları ve artan enflasyon, tüketici harcamalarını zayıflatacak ve bu da ekonominin genel olarak daha durgun bir büyüme göstermesine neden olacak. Bu durum, 2023 yılında yaşanan yukarı trendin aksine, daha temkinli ve stratejik yatırım kararları gerektirecek.

 

 

ihracat2 w104a

Önümüzdeki süreçte bizi global piyasalarda da daha sert bir yıl bekliyor gibi görünüyor. JPMorgan’ın Avrupa piyasaları için tahminleri, 2024’te şirket gelirlerinde ve marjlarda zayıflama beklentisini ortaya koyuyor.

2024 Küresel Büyüme Beklentisi

Şüphesiz ki 2024, hem global hem de yurt içi piyasalarda önemli gelişmelerin olacağı ve 2023’e göre daha temkinli ve dikkatli olunması gereken bir yıl olarak karşımızda duruyor. 2023 yılına göre daha sert geçmesi beklenen 2024 yılında Türkiye’nin ekonomik büyümesini destekleyen ve bu zorlu süreci atlatmakta en önemli faktör ise ihracat olacak.

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD), önde gelen merkez bankalarının para politikalarının sıkılaştırmalarının etkilerinin daha görünür hale gelmeye başladığını belirterek, 2024’te küresel büyümenin düşük kalmasının beklendiğini bildiriyor.

OECD yayınladığı “Ekonomik Görünüm” raporu değerlendirmesine göre, küresel GSYH büyümesinin enflasyonu dizginlemek için gereken makroekonomik politika sıkılaştırması nedeniyle, 2024 yıllarında, yüzde 2.7 ile düşük kalacağı tahmin ediliyor.

ABD ve Çin’de Gerileme

ABD’de yıllık GSYH büyümesinin, sıkılaşan finansal koşulların talep baskılarını hafifletmesiyle bu yılki yüzde 2,2’den 2024’te yüzde 1,3’e düşmesinin beklendiğini belirten OECD; talebin zaten düşük olduğu Euro Bölgesi’nde GSYH büyümesinin 2023’ü yüzde 0,6’ya gerileyerek tamamlayacağını tahmin ediyor. OECD, Euro Bölgesi’nde büyümenin, yüksek enflasyonun reel gelirler üzerindeki olumsuz etkisinin azalmasıyla 2024 yılında yüzde 1,1’e yükseleceği tahmininde de bulunuyor.

OECD, Çin’de büyümenin, iç talepteki durgunluk ve emlak piyasalarındaki yapısal baskılar nedeniyle 2023 yılı yüzde 5,1 olarak tamamlarken; 2024 yılında yüzde 4,6’ya gerilemesinin beklendiğini de vurguluyor. Alman ekonomisinin 2023 yılında yüzde 0,2 daralacağını ve 2024’te yüzde 0,9 büyüyeceğini öngören OECD, Japon ekonomisi için büyüme tahminini yüzde 1,3’ten yüzde 1,8’e çıkarıyor ve 2024 tahminini yüzde 1,1’den 1,0’a indiriyor.

Küresel olarak manşet enflasyonun düşmekte olduğunu ancak çekirdek enflasyonun birçok ekonomide maliyet baskıları ve bazı sektörlerdeki yüksek marjlar nedeniyle kalıcı olmaya devam ettiğini belirten OECD, enflasyonun 2023 ve 2024’te kademeli olarak azalacağı ancak çoğu ekonomide merkez bankası hedeflerinin üzerinde kalacağını öngörüyor. G20 ekonomilerinde manşet enflasyonun 2023’te yüzde 6’ya, 2024’te ise yüzde 4,8’e gerileyeceğini tahmin eden OECD, G20’nin gelişmiş ekonomilerinde çekirdek enflasyonun ise bu yılki yüzde 4,3 seviyesinden 2024’te yüzde 2,8’e düşmesini bekliyor.

Türkiye Beklentisi 2024 İçin Düştü

OECD, Türkiye ekonomisinde bu yıl GSYH beklentisini ise yüzde 3,7’den yüzde 2,6’ya indirdi. Bu oran küresel büyüme tahminin altında. OECD’nin 2024 tahmini ayrıca yeni OVP’de belirtilen yüzde 4’lük hedefin de oldukça altında kalıyor. Kurumun 2024 sonu enflasyon tahmini, yüzde 40,8’den yüzde 39,2’ye çekildi. Gıda ve enerji hariç çekirdek enflasyonu için 2024 yılı beklentisi yüzde 40,0’tan yüzde 41,2’ye çıkarıldı.

Türkiye’deki reel sektör açısından 2024 yılı önemli derecede farklılaşmaların yaşanacağı bir yıl olacak. Şirketler arasında olumlu yöne ve olumsuz yöne gidenler açısından farklılaşmalar hissedilir yönde olacak. AMB’nin son faiz kararı sonrası yayınlanan projeksiyonlardan, ülkemizin ihracat ana pazarlarını oluşturan Euro Bölgesi için 2024 yılında da yüzde 1 büyüme öngörüldüğünü öğrendik. Enflasyon tarafında ise 2024 yılı için yüzde 2,9 öngörüleri paylaşıldı. 2024 yılı enflasyonu, 2023 öngörüsünün altında. Ancak önemli detay şu ki; 2024 yılı enflasyonu bir önceki tahmine göre yukarı yönde revize edildi. FED’in projeksiyonlarına göre ABD ekonomisinin 2024 yılında da yüzde 1.1 büyüme öngörüsü vardı.

2024 Yılı Kolay Olmayacak

Finansman maliyetleri en azından yılın ilk çeyreği için yüksek kalmaya devam edecek. Enerji maliyetlerinin yükselmesi ile üretim ve büyüme bundan olumsuz etkilenecek. İkinci çeyrek seçim sonrası dönemi içerdiği için şu anda yapılacak senaryolar çok fazla değişken alternatifler içereceğinden, şu anda o kısım belirsiz. Faizler yüksek seyretmeye devam edeceği için henüz gevşeme yönünde sinyaller gelmediğinden, bankaların kredi verme iştahlarında belirgin artışlar görmeyeceğiz. Dolayısıyla finansmana erişim problemi -belki biraz azalsa da- devam edecek. Yurtiçinde enerji maliyeti ve döviz kuru kaynaklı faktörler nedeniyle de enflasyonun artış hızında yine ilk çeyrek sonuna kadar arzu edilen seviyeleri görmemiz zor.

İhracat yoğun çalışan işletmeler açısından pek ciddi sorunlar yok. Peki hangileri için? İhracat pazarlarında çeşitlendirmeler yapanlar için. Euro Bölgesi içerisinde sıkışıp kalanlar ile kendilerine pazar çeşitliliği yaratanlar arasında farklılıklar olacak.

ihracat2 w104b

Reel Sektördeki İşletmeler Ne Yapmalı?

Reel sektördeki işletmelerde -özellikle küçük ve orta işletmeli olanlarda- gözlemlediğimiz konu, bakış açısının sadece kendi iş kolundaki gelişmeler ile sınırlı kalması. Bu şekilde sınırlı bakış açısı ile kalınmamalı. Küreselde olan biteni daha yakın takip etmeleri, 2024 yılının planlamaları arasında püf noktası olarak öne çıkıyor.

  • İhracat pazarlarını çeşitlendirmeli; Euro Bölgesi ekonomileri arasında sıkışmamalı
  • Pazar çeşitlendirmesi için iç bünyede ve dış tedarikçiler kanalıyla Ar-Ge yapmalı
  • Çin’deki fırsatları iyi değerlendirmeli
  • Ciro içerisinde ihracatın payını artırmalı
  • 2024 bütçe çalışmalarına önem vermeli
  • Nakit akışı elveriyor ise hammadde stoğunu artırmalı
  • Satışta aldığı siparişleri panikle öne çekmeden, yıla yaygın şekilde organize etmeli
  • Kredi musluklarının açılacağı zamana bugünden; bütçesi, fizibilitesi ve mali veri tutarlılığı ile hazır olmalı
  • Bankaların sunduğu kredi seçeneklerini, sadece faiz oranına göre değil tüm masraflar dahil karşılaştıran rakip analizlerini sürekli el altında bulundurmalı
  • Bankalar ile çok yoğun temas halinde olmalı; çünkü anlık olarak bankalar belirli tutar ve vadelerde birkaç günlük kaynak aktarımları yapabiliyorlar; bunları kaçırmamalı

Fitch ve S&P Ekonomistlerine Göre Türkiye Ekonomisinde Makrofinansal İstikrar Riskleri Azalıyor

Türk ekonomisinde makro politikalara dönüşün yakın vadeli makrofinansal istikrar risklerini azalttığı, para birimini desteklemek ve enflasyonu istikrara kavuşturmak için gerekli mekanizmaların ortaya konulduğu belirtildi.

Fitch Ratings Kıdemli Direktörü ve Türkiye Analisti Erich Arispe MORALES, Türkiye’de seçim sonrası yaşanan politika değişikliğine dikkati çekerek, “Politika değişikliğinin yakın vadeli makrofinansal istikrar risklerini ve ödemeler dengesi baskılarını azalttığını düşünüyoruz,” dedi. Bu değişimi, sadece Haziran 2023’ten beri politika faizinde yapılan artışlar olarak görmemek gerektiğini belirten MORALES, şöyle devam etti;

“Seçici kredi ve niceliksel sıkılaştırma da dahil olmak üzere parasal sıkılaştırma, beklentimizden daha büyük ve hızlı oldu. Bu durum, iç talebin yavaşlamasına katkı sağlarken, lira üzerindeki baskıları hafifletiyor ve böylece uluslararası rezervlerdeki toparlanmayı destekliyor. Enflasyon beklentilerindeki önceki bozulmayı da durduruyor. Dahası; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yeni politikanın yönünü ve önden yüklemeli para politikası düzenlemesini kamuoyu önünde onayladı.”

MORALES, sıkılaşan para politikası ve Euro Bölgesi gibi Türkiye’nin ana ticaret ortaklarındaki zayıf büyümenin birleşik etkisine bağlı olarak, Türkiye ekonomisinde büyümenin 2023’te öngördükleri yüzde 4,1’den 2024’te yüzde 2,5’e yavaşlamasını beklediklerini dile getirdi.

Ekonomiyi dengelemek için muhtemelen uzun bir süre sıkı para politikası duruşunun gerekli olacağını söyleyen MORALES, “Mart 2024’teki yerel seçimler, hükümetin mevcut sıkılaştırma döngüsünü sürdürme ve politika değişikliğini baltalayan seçim teşvik önlemlerinden kaçınma konusundaki kararlılığını ve siyasi alanını test edebilir,” değerlendirmesinde bulundu.

Faiz Artışının Etkisi Gecikmeli Gelecek

S&P Global Market Intelligence Küresel Ekonomi Başkan Yardımcısı Ken WATTRET, Türkiye’nin ekonomi politikasında en temel değişikliklerden birinin Merkez Bankası’ndaki liderlik olduğunu belirterek, bunun net bir şekilde önemli bir yaklaşım değişikliği sağladığını söyledi. Şu an enflasyonu düşürmek için para biriminin istikrara kavuşturulmasının hedeflendiğini aktaran WATTRET, cari işlemler hesabındaki dengesizliği azaltmak için de iç talebi yavaşlatmak amacıyla politika faizinin yükseltildiğini kaydetti.

WATTRET, “Bu faktörlerin birleşiminin yakın vadede ekonomik aktivite üzerinde baskı yaratacağını düşünüyoruz. Dolayısıyla 2024’te ekonomide oldukça zorlu bir durum söz konusu olacak. Ancak, enflasyonu dengelemeye çalışmak ve aynı zamanda para biriminde değer kaybının sürmesini önlemek için bunlar gerekli koşullar. Gerçekçi olmamız gerek. Bu zorlukları diğer merkez bankalarında da gördük. enflasyonu sistem dışı bırakmak zaman alıyor. Enflasyon, faizi yükseltince hızla sistem dışına çıkarılamıyor,” diye konuştu.

Türkiye’nin mücadele ettiği sorunların birçok diğer ekonomide de görüldüğünü belirten WATTRET, küresel ekonomide on yıllardır görülmeyen bir enflasyon şoku yaşandığına dikkati çekti.

“Enflasyon Kademeli Düşüş ve Para Biriminin İstikrara Kavuşmaya Başlamasını Bekliyoruz”

WATTRET, merkez bankalarının enflasyon şokuyla para politikasında değişikliğe giderek mücadele etmek zorunda kaldığını ifade ederek, sözlerine şöyle devam etti;

“Türkiye’de bu biraz daha zaman aldı. Bence kilit nokta; enflasyon sorunuyla mücadele, dış dengesizlik ve cari işlemler açısından bir miktar kredibilite tesis etmek ve para birimine destek sağlamak. Türkiye’de para politikasındaki bu yön değişikliği, bizi daha istikrarlı bir ortama götürüyor gibi görünüyor. Faiz artışlarının ekonomik aktivite üzerindeki etkisi gecikmeli olarak görüleceğinden, maalesef 2024 tüm bu açılardan oldukça zorlu bir yıl olacak. Ama enflasyondaki eğilimin kademeli olarak aşağı yönlü hareket etmesi ve para biriminin istikrara kavuşmaya başlamasını bekliyoruz. Dolayısıyla, yıl ilerledikçe ekonomik görünümün iyileşmeye başlayacağını ve bir sonraki yılın daha pozitif olacağını umuyoruz. Ancak küresel ekonomi de çeşitli rüzgârlarla mücadele ediyor ve herhangi bir ekonominin iç ekonomik zorluklardan çıkış yolunu oluşturma kabiliyeti oldukça sınırlı. Bu durum her yerde aynı olduğundan, 2024 dünya genelinde ekonomik açıdan zorlu bir ortama sahne olacak gibi görünüyor.”

ihracat2 w104c

“Birçok Merkez Bankası Enflasyon Şokuna Geç Tepki Verdi”

WATTRET, birçok gelişmiş ülkede merkez bankalarının kredibilitesinin sorgulandığı bir dönem yaşandığına işaret ederek, merkez bankalarının 2021 ve 2022’deki enflasyon şokuna verdikleri tepkinin oldukça geç olduğunu belirtti.

Düşük ve istikrarlı bir enflasyon oranı hedefleyen merkez bankalarının kredibilitelerini tesis etmelerinin yolunun enflasyonu azaltan ve enflasyon beklentilerini nispeten iyi bir şekilde sabitleyen para politikası duruşunu sağlamak olduğunun altını çizen WATTRET, “Yani kredibilitenizi sonuçlara göre oluşturursunuz ve bu sonuçları almak zaman alır. Dolayısıyla, Türkiye’de para birimini desteklemek ve enflasyonu istikrara kavuşturmak için gerekli mekanizmalar şu anda mevcut görünüyor; ancak bu biraz zaman alacak. Bu nedenle Merkez Bankası’nın plana sadık kalması ve dünyanın dört bir yanındaki merkez bankalarının yaptığı gibi para politikasında bir dereceye kadar kısıtlamayı sürdürmesi önemli,” dedi.

Powered by OrdaSoft!